|
|
|
|
|
|
|
Hangimiz Diktatör ve yobaz sahte aydın kafasına sahibiz?Molla Demirel, Münster Değerli Dostum Yazar Yücel Feyzioğlu olumsuz bir gelişmeyi engellemek için, Ertuğ Karakullukçu nun yıllardan beri Almanyada yaşayan demokrat, devrimci Türk!ye kökenli insan ve sivil kuruluşlar hakkında sürdürdüğü tutum konusunda Almanyada yaşayan Türkiyeli yazar ve sanat adamlarının görüşIerini önce toplaması ve ardından ona göre tavır takınması tutumunu olumlu buldum. Almanyada yaşayan Türkiyeli yazar ve sanat-çılarla iletişim kurmak için son Hattingen toplantısında ben ve Engin Korelli Arkadaşımız görev aldığı için her yazar ve sanat adamının belli bir konudaki önerisini mümkün olduğu kadar ıkısa zamanda bu çalışmaya katılan Yazar ve Sanatçı arkadaşlara bildirmek, onların görüşleni toplamak zorundayız. Bu sonuç isterse olumlu veya olumsuz olsun, isterse gelen önerilere katılalım veya katılmayalım bu iş görevimiz.
Hemen
belirteyim Yücel Feyzioğlunun bu girisimine ben tüm gönlümle
katıldım. Ona katılmakla da ne kadar güzel bir iş
yaptığımı sazın Ertuğ Karakullukçunun
03- 04 Ocak Önce bir insanın 35 yıl gazetecilik yapmış olması onun bir yayıncının görev ve yayın kurallarını bilir anlamına gelmez. Ayrıca Yarası olan gocunur diye bir söz var. Yücel Feyzioğlu nun daha o taslak halinde olan yazısı gazeteciliğin temel kurallarını vurguluyordu. O yazıyı ben sayın Karakullukçu yu ajanlıkla suçlayıcı olarak algılamadım. Kendisi öyle algıladıysa. Bu onun kendi sorunu. Demeki yarası var, gocundu. En
önemlisi faşist kime denir sayın yazarımız
onu da bilmiyor. Marxın adını vererek diyalektikten
söz ediyor. Hele bu konuyu hiç tanımadığını
da kaleme aldığı yazı kanıtlamıyor
mu? Şimdi
benim bir kaç sorum var. Sayın Ertuğ Karakullukçu, özellikle
AABF 1000 Saz 1000 Türkü Proğramından sonra şu korkudan
ötürü bu kurumu ve yöneticilerin hedef almadı mı? -
1000 Saz ve 1000 Türkü Programı
ile bu kurum Avrupada yaşayan Türkiyeli insanların en
az bu AB halklar kadar geniş bir kültürünü ortaya koydu. Sergiledikleri
semah, folklor ve on binlerce insanın giyim - kuşamıyla,
ilişkileriyle modern çağa en uyumlu bir toplum olduğunu
kanıtladılar. Bu
durum kökten dincilerin etkisinde kalan binlerce on binlerce insanı
etkiledi. Osmanlılığı savunan ve Hilafet rejimini
Türkiyeye getirmek isteyen kesimi inanılmaz biçimde rahatsız
etti. Bunda sayın yazarımız ne kadar rahatsız
oldu veya olmadıysa neden bu olumlulukları işlemedi? - AABF bir tarafta Türkiye halkının çağdaş.
hümanist, adaletli olduğunu, kısaca günlük yaşamlarında
bile Avrupa Birliğinin Kopenhag Kriterleri olarak önümüze
sürdüğü ilkeleri uyguladığını ortaya koymakla
bu ülke halkları ile Türkiye halkı arasındaki çelişkileri,
ırkçılığa dayanan ön yargıları her geçen
gün azaltmakta ülkemizde ırkçılık üstünde siyaset
yapan veya yazı yazarak ekmek parasını kazananları
rahatsız etti. Bu konuda sizin düşünceniz nedir? - Eğer yanılmıyorsam bu ülkelerde Hilafeti Türkiyede
gerçekleştirmek için kendisini Halife ilan edenlerden tutun,
Hizubullahı destekleyen kesimlere kadar var olduğunu, onların
buralardaki federesyonlarını, derneklerini bilmeyen yok.
Bunlara karşı şimdiye kadar kaç yazı yazdınız.
Yazdıysanız o yazılarınızın bitişiğine
de Hizbullahçılar Süleymancılar, Saidi Nursiciler, Nakşibendiciler
konuşuyor diye başlığı altında yazınıza
bitişik sütünlar açtınız mı? Eğer
açtıysanız, onları hangi tarihte yayınladınız
bir kopyasını açıklayabilir misiniz? - İnanç sömürüsü yaparak, Faiz haraındır. Hise senedi
helaldır başlığıyla burdaki işçilerden
büyük meblağlar toplayarak işçileri dolandıran bu
kurum ve bireylere karşı da eylemler örgütlediniz mi, AABF
karşi örgütlemeye çalıştığınız
eylemler gibi? Türkiyede
Faşizmi kurumlaştırmaya çalışan darbeler
oldu. Bülent Ecevitten Süleyman Demirele kadar bu darbeye karşı
tavır aldılar. 0 nedenle cezaevlerine girdiler. Ama asıl
darbede büyük zarar gören demokrat, devrimci, işçiler, öğrenciler,
memurlar oldu. Yüz binlercesi işinden, okulundan, mesleğinden
oldu. Binlercesi işkenceden geçti, sakat kaldı. Siz bunlara
karşı ne yaptınız? Kaç yazı yazdınız? -
Türkiyede binlerce köy yakıldı.
Yayla yasaklandı insanlar yurtlarındaıı göçe
zorlandı. buna karşı hangi yazıları kaleme
aldınız? -
Ozan Ceyhun ve Cem Ozdemire
karşı aldığınız tavrı Türkiyede
yaşayan Alevilerin, Kürtlerin ve diğer azınlıkların
en az Göçmen olarak ( misafir işçi olarak ) geldiğimiz bu
ülkelerdeki hakları kadar hakları olmasını bile
ağza alınmasına tahammülü olmayan milletvekillerine
karşı kaç cümle kaleme aldınız? -
Faşizim bir ırkı
ve bir sosyal tabakayı zor ile asimile etmekle kalmamak onu yok
saymak ve kökünü kazma olduğunu bilmemeniz mümkün değil.
Burjuva devletlerindede, sosyalist devletlerde insan temel haklarını
zedelemeyen yasal yasaklar vardır. Ancak faşizm ırkçılığa
ve sömürü güçlerinin diktatörlüğünün pekiştirmeyi amaçlayan
bir idolojidir. Onun için başka ırk ve sosyal düşüncelere
yaşam hakkı vermez elindeki tüm silahları aynen senin
bu yazında ki gibi kulandığını senin bilmemen
mümkün mü? -
Alman ırkçıları,
Türkiye kökenli Kürt veya Ermeni ırkçılarını
eleştirdiğiniz kadar hiç Türk ırkçılarını
da eleştiren bir yazınız var mı? -
Mehmet Ali Ağcadan başlayın
Oral Çelik, Süleyman Mercimek, H.Kırca, M.Yeşil den Hasan
Mezarcıya kadar yüze yakın kökten dinci, ırkçı,
mafya ile iç içe girmiş insan bu Avrupa ülkelerinde cirit atıp
döndüler, veya dönmek için Af Yasasını beklediler. Bunlar
bu Af yasanından yararlanırken, bu kaçıncı kezdir
cezaevlerinde tutuklu bulunanların kepçeye kolları takılıp
koparıldı. Tepeden bombalanarak öldürüldü. Sayın Ertuğ
Karakullukçu sizin tavrınız ne oldu? Ayrıca
benim, Yücel Feyzioğlunun veya diğer arkadaşlarımızın
ırkçılğa, dayanan veya kökten dinciliği destekleyen
bir tek yazısını gösterebilir misiniz? AABFnin
yayınladığı Alevilerin Sesi Dergisi nin Genel
Yayın Yönetmeni İsmail Kaplan şöyle
diyor 1. Mehmet Sağır adında bir kişi bize bağlı
herhangi bir derneğe üye
olmadı ve görev almadı. 2. AABFnin Internet Sayfasında
böyle bir yazı yer almamıştır. Bunlar ırkçı
kesimin AABFnin gelişmesinde ve kendilerinin erimesinde duyduğu
rahatsızlığın bir ifadesinden ziyade bir karalama
kampanyasıdır. Bu işi sizin tezgahladığınız
kuşkusu ortalıkta dolaşıyor. Sonuç olarak Sayın Ertuğ Karakullukçu eğer bütün bu sorulara olumlu yanıt veremiyorsanız ve Avrupada yaşayan biz Türkiye kökenli dört milyon civarındaki insanın yüzlerce sorunu varken AABF karşı bazı insanları yanınıza alarak bir kampanya başlatmanız ve bizim taslak halindeki yazımıza bu kadar şidetli tepkiniz yukarıda belirttiğim gibi yarası olan gocunur da ifadesini bulmanın dahada ötesinde bir anlamı vardır. Bunu elbet sadece sansasyon yapmak için taslak halinde bulunan henüz kamuoyuna açıklanmamış bir yazıyı bir yerden kapıp kulanmakla ifade edilmez. Ancak iyi ettiniz, böylece Hürriyetin okuyucuları da gerçekten siz mi yoksa biz mi Diktatör ve yobaz sahte aydın kafasına sahibiz anlayacak .... md Kaynak:
Alevilerin Sesi Dergisi- Subat 2001/Sayi 42, Sayfa 31
|
|
|
|
|
|
||
|
|
|
||
|
|
Anasayfa - Güncel - Medya Haberleri - Dosyalar - Kültür-Sanat - Medya`dan - Etkinlikler Takvimi - Forum - Arsiv - Linkler - e-Posta |
|
|
|
|
Iletisim: |
|
|