|
|
|
|
|
|
|
AB' YE GİRİŞ SÜRECİNDE ALEVİ-BEKTAŞİ TOPLUMUNUN DURUŞ NOKTASI
Nazan KULOĞLU Araştırmacı-
Yazar Türkiye toplumun inanç yönünden %30-40lık bir kesimini oluşturanAlevi-Bektaşi toplumu, yüzyıllardan beri devam eden sıkıntılarını ABye giriş ile çözebilecekler midir? ABye giriş sürecinde kazanımları ne olacaktır? Bu soruları yanıtlayabilmek için önce Alevi-Bektaşi toplumunun Türkiyedeki sosyal ve siyasal anlamdaki yapısını analiz etmek gerekecektir. Osmanlı döneminde çeşitli engizisyonlara maruz bırakılan Alevi-Bektaşi toplumu Cumhuriyetin kurulması ile de istedikleri hak ve özgürlükleri yeteri kadar elde edemediler... Kimliklerini saklama, Alevi kimliğinden dolayı horlanma ve dışlanma bu dönemde de ortaya çıktı. 1980den sonra gelişen süreç ile birlikte özellikle Avrupadaki örgütlenmelerden sonra Türkiyede de Alevi-Bektaşi toplumu kurdukları sosyal ve kültürel amaçlı örgütler ile kültürlerini ve inançlarını koruma ve gelecek nesillere aktarma çabası içine girdiler. Sivas katliamı ile birlikte bu örgütlenmeler maksimum düzeye ulaştı. Dikkat edilmesi gereken bir başka nokta ise Alevi-Bektaşi toplumu örgütlenmeye giderken Aleviliğin tanınmasından yola çıktı... Bu nedenle bir çok Alevi örgütlenmesi ortaya çıktı. Kimi Aleviliğin İslama yakınlığını, kimi sosyalizme benzeyen yanlarını, kimi de liberalizme yatkınlığını ele almaya çalıştı. Birden fazla sayıda olan bu örgütlerin tek çakıştığı nokta ise 2 ana temel sorun oldu: 1.
Yıllardan beri kangrenleşen Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi 2.
1924 yılında Halifeliğin kaldırılması
ile devletin din işlerini 90lı yılların ortasına doğru gelişen süreç ile sosyal ve kültürel amaçlı kurdukları bu örgütlenmeleri siyasi boyuta taşımaya başladılar... 95li yıllarda kurulan Barış Partisine %95 oranında Alevi-Bektaşi örgütleri koşulsuz destek vermelerine rağmen, daha sonraki süreçte bu desteklerini ANAP, DYP, DSP, CHP, ÖDP ve İPe kaydırdılar... Yıllardan beri sol partilerin oy deposu olarak da bilinen Alevi-Bektaşi toplumu Sivas olayları ve Gazi olayları sonucunda yıllar yılı destekledikleri CHPye alternatif aramaya başlamaları ile birlikte oylarındaki dağılımın rengi de değişmeye başladı. Alevi-Bektaşi toplumunun en belirgin sorunu kültürel asimilasyonauğramaktır... Yüzyıllar boyunca kapalı bir toplum özelliği gösteren bu toplum, gelişen sanayi toplumu ile birlikte kentlerin varoşlarında kent ve kır Aleviliğini yaşamak zorunda kaldılar... Bir yandan görsel ve yazılı basın, diğer yandan ilköğretimden liseye kadar devam eden sünni eğitim baskısı ile kültürlerini koruma ve yaşatma çabası içinde olmuşlardır. Bununla birlikte Alevi-Bektaşi toplumu da Türkiyede yaşayan diğer etnik ve inanç yönünden ayrım gösteren diğer topluluklar ile de aynı ortak sorunları paylaşmaktadırlar. Bu sorunları: 1.
işsizlik Asıl konumuza dönecek olursak Alevi-Bektaşi toplumun ABye giriş sürecindeki tavrı pozitif olmalıdır... ABye giriş sürecinde bu toplumun kazanacağı en önemli kazanım kimlik olacaktır... Yıllardan beri mücadelesini verdiği kimliksel yönden tanınma gerçekleşebilecektir... Diğer yandan her şeyi demokratikleşme süreci ile çözebileceklerine inananve bu kavramın altını bir türlü doldurmayan Türkiye, bu süreç içinde atacağı her olumlu adımın kazanımının da netleşmesi yönünde çalışmalar yapmak zorundadır.
|
|
|
|
|
|
||
|
|
|
||
|
|
Anasayfa - Güncel - Medya Haberleri - Dosyalar - Kültür-Sanat - Medya`dan - Etkinlikler Takvimi - Forum - Arsiv - Linkler - e-Posta |
|
|
|
|
Iletisim: |
|
|