Neden ÖTEKI MEDYA?


Anasayfa
Güncel
Medya Haberleri
Dosyalar
Medya`dan
Öteki Türkiye
Kültür-Sanat
Etkinlikler Takvimi
Linkler

ARŞİV

e-Posta

 

UTANMAYANLARA İSYANIMDIR

Hey sen, Boğaz'ın en güzel yerine kaçak villa kondurup sonra "beyaz camda" çarpık kentleşmeyle ilgili ahkâm kesen medya gezgini...

Sen, evet sen, küçük çıkarlar uğruna demokratlıktan cayan, babasını utandıran politika kaçkını...

Çalıştığı yerde sendikayı yok etmekle tarihe geçen, kırık sesli genel müdür; bir düşü bile arkadaşına çok gören gammazcı; insan yaşamından en önemli yılları çalanlar; küçücük bedenleri sömürenler; evlatlarına kelepçe takıp rumuzlayanlar; aydınlarını, sanatçılarını yakanlar yok edenler; savaş kışkırtıcıları; sevgisizler, ikiyüzlüler, benciller...

Evet sizler hepiniz, size benzeyenler; utanmayanlar, öykünün dışındakiler: ÜŞÜYORSUNUZ...

Belli etmemeye çalışıyorsunuz, başaramıyorsunuz. İçinizin ürpertisi buralardan hissediliyor. Donuyorsunuz. Her sabah aynada gördüğünüz yüz sizin yüzünüz değil. Çıkarıp takmaktan bıkmadığınız maskeler yüzünüzü aşındırdı; yüzsüz kaldınız. İmaj tazelemekten, makyaj yenilemekten bitap düştünüz, yine vazgeçmediniz...

Sizin sevişmeleriniz de sahtedir, soğuktur. Varsıllaştıkça daha da üşürsünüz. Elinizin altındaki her zaman varolacağını sandığınız güç soğuğu unutturur size. Aslında siz YOKSUNUZ...

İnsan olmanın faturası ağırdır. Can Yücel'in deyimiyle, en az yonca yolmak kadar zordur adam olmak...

Ama öykünün içi sıcaktır, sizin bile buzunuzu çözecek kadar. Öykünün içinde yalakalık, ikiyüzlülük, bencillik, varolma savaşı, sahte başarı için ölümüne yarış yoktur; imaj devri hiç yaşanmamıştır...

Ara sıra ısınmaya gelirsiniz, en sıcak maskenizle bile tanınırsınız. Sizi kovalayan olmaz ama siz öykünün dışına alışıksınız. Köşeler sizi beklemektedir, dönmeniz için...

"İnsanın olduğu yerde gaddarlık, riya, husumet, dalavere de olacak; teknoloji buna engel değil ki; rezil herifler de kullanabilir bilişim teknolojisini, hatta makale yazabilir...Buralarda da ötelerde de sevgisizlik aynı karanlık suratlı, bin bir kılıklı müzmin hastalık."

Necdet Şen kadar karamsar olmaya hakkımız var mı? "Bin bir kılıklı müzmin hastalığın" üstesinden gelemez miyiz? İnsan olduğumuzu "anımsamakla" işe başlayabiliriz...

Hey sen, sil artık o akıp duran makyajını, yüzünü temizle...Bak tir tir titriyorsun... Gir öykünün içine, bedel ödemeyi öğren, insan olan her yerde gaddarlığın, riyanın, husumetin, dalaverenin olamayacağını göstermek için çabala; yaşamında ilk kez de olsa bir işe yara... Kendinle kaldığında yaşadığın kâbuslardan kurtul. Çok kolay değil ama çaba göster. İnsan olmanın, adam olmanın sıcaklığının vereceği hazzı hiçbir yerde yaşayamazsın...

Haydi inadı bırak...

Yoksa, ölene dek titreyeceksin, ürpereceksin, üşüyeceksin...

*********

Sabaha karşıydı... Günün tüm gazetelerini okumuştum ve televizyonlarda gezinmediğim yer kalmamıştı... İçimdeki karamsarlık bulutları gecenin karanlığına bile baş kaldırıyordu. Ama şimdi karamsarlık zamanı değildi. İçimdeki "isyan" duygularını sizinle paylaşmak istedim. 1997 yılında yayımlanan "Öykünün Dışındaysan Üşürsün" kitabımdan bir bölümle, sizi de "isyan" duygularıma ortak etmek istedim...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Anasayfa - Güncel - Medya Haberleri - Dosyalar - Kültür-Sanat - Medya`dan - Etkinlikler Takvimi - Forum - Arsiv - Linkler - e-Posta

 

 

 

 

Iletisim:
e-Posta:
otekimedya@gmx.net
Fax: +49 (180) 50 52 59 60 69 47

webmaster: webmaster@otekimedya.com