Neden ÖTEKI MEDYA?


Anasayfa
Güncel
Medya Haberleri
Dosyalar
Medya`dan
Öteki Türkiye
Kültür-Sanat
Etkinlikler Takvimi
Linkler

ARSIV

e-Posta

 

Sayın Türk,her ölümden sonra aynaya bakın… 

Koray Düzgören, Yenisafak, 19.04.2001

Daha kaç ölüm haberi geldiğinde,

Daha kaç ceset kaldırıldığında ve daha kaç insan sakat kaldığında siz 'huzur' bulacaksınız?

Bu nasıl bir ruh halidir ki, dizi dizi insan ölümlerini 'huzur' sözü ile özdeşleştirebiliyorsunuz?

Bu nasıl bir 'huzur' operasyonudur ki hâlâ insanlar hapishane köşelerinde, hastane köşelerinde ölüme gidiyorlar?

Kaç oldu ölü sayısı sayın bakan? Kaç oldu, biliyor musunuz? 33 mü? 35 mi?

Mutlaka özel kalem müdürleriniz, genel müdürleriniz size hergünkü ölüm raporlarını bildiriyorlardır.

Mesela şöyle mi diyorlar size?

"Sayın bakanımız ölüm orucundakilerden biri daha öldü.Geriye kaldı 98…"

Yoksa şöyle diyenler de var mı?

"Sayın bakanımız size 'huzur'lu bir haberimiz daha var…"

Nasıl haber veriyorlardır ölümleri size?

Yoksa, sadece iki satırlık resmî yazışma gibi mi bildiriyorlar?

"Beklediğiniz evrak kayda alınmıştır sayın bakanım" türünden soğuk ve bürokratik bir ifade ile mi geliyor insanların ölüm haberleri size?

Siz ne yapıyorsunuz bu haberleri alınca? Onu çok merak ediyorum.

Yüzünüzdeki o gülümseme maskesinin altında, "Hımm, peki" demekle mi yetiniyorsunuz?

Ya da, size uzatılan ölümlerle ilgili bilgi notlarını, "Tamam koyun şuraya" diyerek mi alıyorsunuz?

Suratınızda bir kıpırtının, gülümseme maskenizde bir değişmenin olmadığını tahmin edebiliyorum.

Hele hele içinizde bir ürperti duyduğunuzu, ölüm düşüncesini bir an için aklınızdan geçirdiğinizi hiç sanmıyorum. Peki vicdanınızın sızladığı oluyor mu?

Öyle olsa, onlarca ölüme ve arkasından gelmekte olan diğer ölümlere bu kadar soğuk bakamazdınız.

"Devletin itibarı insan hayatından daha önemlidir" diyemezdiniz.

"Önce huzur "deyip, "Geri adım atmayacağım" şeklinde açıklamalar yapamazdınız.

Siz profesörsünüz. Hem de hukuk profesörü galiba.

Devletlerin itibarının kendi vatandaşlarının ölümü pahasına arttığı nerede görülmüştür.

Ve nerede görülmüştür bir adalet bakanının, bu kadar işkence, bu kadar, zulüm, bu kadar ölüm ve bu kadar ceset üzerine hâlâ politik hesaplar yaptığı…

Geride kaç kişi kaldı sayın bakan?

Adamlarınız mutlaka size günü gününe bilgi veriyordur.

Ölmesi gereken kaç kişi var?

Onlar insan, biliyor musunuz?

Sizin gibi, varsa sizin çocuklarınız gibi…

Gizli örgüt üyesi, devlet düşmanı, örgütlerinin kurbanları…

Herşey olabilirler. Ama önce insan onlar.

Onların da insanî hakları var.

"Ölüm oruçları bırakılmadan ortak kullanım alanlarını açmam" buyurmuşsunuz, F tipi cezaevi adını verdiğiniz tabutluklarınızda…

Cezaevlerine yönelik 'huzur' operasyonlarından sonra yaralı, bereli, kırık, dökük mahkumları ve tutukluları her türlü insanlık dışı koşulda oralara tıkmadınız mı?

Onlar zaten mahkum ve tutuklu. Onlar zaten cezalarını çekmiyor mu?

Yoksa sayın profesör, sizin kitabınızda, suç işleyen ya da işlediği gerekçesiyle sanık sıfatıyla cezaevine konulan insanlar, işledikleri suçlara göre ayrıca cezalandırılmalı mı? Mesela, 'devlet düşmanı' oldukları için, her türlü insanlık dışı muameleyi hak mı etmeli bu gibiler?

Öyle değilse, niçin bu F tiplerine yalnız onlar dolduruldu?

Bir ülkede 10 bin tane siyasi mahkum ve tutuklu olursa o ülke nasıl bir ülkedir sizce sayın bakan?

"Ölüm oruçlarından vazgeçsinler ne isterlerse yaparım, ortak mekanları bile açarım" diyorsunuz.

İnsanî ve yapılması gereken bir uygulama için böyle bir şart ileri sürülebilir mi?

Kaldı ki artık o şartı bile ileri sürecek halleri kalmadı. Sadece insanî bir tepki görmek istiyorlar. Onların insan olduğunu kabul ettiğinize ilişkin bir belirti…

Bunu yapmak çok mu zor?

Bakmayın siz örgütlere… Onların sırtından kahramanlık taslayan ölü goygoycularına…

Onlar sizin gibi davranmayı, devlet gibi hareket etmeyi marifet sayıyorlar.

Ya siz? Siz ne gibi davranıyorsunuz?

Daha ne kadar İNSAN ölmeli sayın bakan?

Daha ne kadar insan ölürse devletin saygınlığı daha da artacak?

Daha ne kadar cenaze çıkarsa, ülkenin zaten yerlerde olan itibarı yükselecek?

Bu ölümlere daha fazla seyirci kalamazsınız.

Siz de bir insan olarak, - bırakın baba olmayı, profesör olmayı, bakan olmayı- onların ölümlerini donuk bir mask gülümsemesi ile karşılayamazsınız.

Sizin hiç aynaya baktığınız oluyor mu sayın bakan?

Tavsiye ederim, her ölüm haberinden sonra aynaya bakın.

İçiniz rahat mı? Sorun kendi kendinize…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Anasayfa - Güncel - Medya Haberleri - Dosyalar - Kültür-Sanat - Medya`dan - Etkinlikler Takvimi - Arsiv - Linkler - e-Posta

 

 

 

 

Iletisim:
e-Posta:
otekimedya@gmx.net
Fax: +49 (180) 50 52 59 60 69 47

webmaster: webmaster@otekimedya.com