|
|
|
|
|
|
|
EŞİ GÖRÜLMEMİŞ BİR SORUMSUZLUK ÖRNEĞİ
Geçen hafta Pazartesi günü MGK’da gelişen olaylar Türkiye’nin gündemini
altüst etti.Zaten kötü giden ekonomi büyük bir kriz yaşadı.Türkiye’nin kredi
notu indirildi.Bu yazının amacı krizin ekonomik yanıyla ilgilenmek değil. Yaşanan
olayları başka bir bakış açısıyla irdelemeye çalışalım. Cumhurbaşkanı
Sezer MGK’da gelişen olaylarla ilgili basına yazılı açıklamalar dışında demeç
vermezken,Başbakan krizi izleyen günlerde Sezer’i suçlayan açıklamalarda
bulundu.Başbakan medya ile bu kadar içli dışlıyken nasıl oluyorda halk ezici
bir çoğunlukla Sezer’ i destekliyor? Kamuoyunun özellikle de medyanın hiç
alışık olmadığı bir durum yaşanıyor.Türkiye tarihinin en suskun Cumhurbaşkanı
ile karşı karşıya. Ecevit
demeç üstüne demeç veriyor: -MHK’da
kamu görevlilerinin önünde,terbiye dışı bir üslupla bana ağır ithamlarda
bulundu. -Cumhurbaşkanı’nın
MGK’nu bir areneya dönüştürmüş olması eşi görülmemış bir sorumsuzluk
örneğidir. -Tarihimizde
bir eşi görülmemiş olay..... Sezer
yazılı bir açıklama yapmakla yetiniyor.Yine de halka sorulduğunda büyük bir
kesimin Sezer’i desteklediği ortaya çıkıyor. Köşe yazarlarının da büyük bir
bölümü Sezer’in yanında. Sezer’i
eleştiren yazarlar da genelde tartışmanın yerine,zamanına ve üslübuna
değiniyorlar. Sezer’in
üslübu sert bulunuyor.Bir Cumhurbaşkanı’nın devletin Başbakanı ile böyle bir
üslupla,çocuk azarlar gibi, konuşamayacağı
söyleniyor. Sözde demokrasiyle yönetilen Türkiye’de bu üslup ne kadar sert? Demokrasiyle
yönetildiği,insan haklarına saygılı,hukuk devleti olduğu iddia edilen
ülkemizde çöplüklerde ekmek arayan, naylondan
yaptıkları kulübelerde yaşam mücadelesi veren insanlarımız var. Haklarını
alabilmek için sokağa döküldüklerinde polis copuyla karşılaşan, yerlerde
sürüklenen, gelip geçen polislerin tekme attığı işçiler, memurlar, öğrenciler
var. Bu
ülkenin mapushanelerinde yatan mahkumlar kuşkulu biçimlerde ölüyor ya da öldürülüyorlar.F
tipi cezaevleri hakkında haber yapmak mahkeme kararıyla yasaklanıyor.İnsan
Hakları Bildirgesi’nin de bir maddesi olan haber alma özgürlüğü
kısıtlanıyor.Çocuklarının ölmemesi için sokağa dökülen anneler dövülüyor,gözaltına
alınıyor. Silopi’de
kaybolan iki HADEP’li daha bulunamadı.Holding gazeteleri bunu haftalarca
haber yapmaya deger bulmadılar. Bu
ülkede Sivas,Gazi olayları yaşandı.Türkiye’ nin düşünen insanları,gençleri
hunharca yakılırken devlet adeta seyretmekle yetindi. Metin
Göktepe gözaltında dövülerek öldürüldü. Bankaların
içi boşaltılıyor,zararlar vergi olarak halka yükleniyor. Dinci
holdingler peş peşe iflas ediyor. 12
Eylül Anayasa’sı bir türlü değiştirilemiyor. Susurluk’ta
ortaya çıkan derin devletin üstüne gidilmiyor. Mehmet
Ağar hala yargılanamıyor. Vatan
millet için kurşun atan kahraman ilan ediliyor. Bu
liste daha da uzatılabilir... Bütün
bu yaşananlar tarihte eşi benzeri görülmemiş bir olay niteliğine
kavuşamıyorda,yolsuzlukların üzerine yeterince gidemeyen Ecevit Sezer
tarafından eleştirilince mi eşi benzeri görülmemiş bir olay oluyor! Ecevit’in
manevi oğlu,gölge Başbakan Hüsamettin Özkan,Sezer’e trübünlere oynadığını
söylemiş.Trübünlerde kim oturuyor? Halk!Peki
Özkan kime oynuyor? Ecevit ülkeyi yönetecek durumda gözükmüyor.Zaten kimin de yönettiği belli değil.Manevi oğula sormak lazım,onun her şeyi bildiği söyleniyor.Bizce Ecevit köşesine çekilip şiir yazsın. Azarı
yiyince dışarı kaçıp,oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi, Sezer’i
gazetecilere şikayet etmek acizlikten başka ne olabilir ki? Ecevit
Sezer’in üslübunu içine sindiremiyormuş. Turgut
Özal’ın da bir yamanlar söylediği gibi: ‘Alışırsınız,alışırsınız’.
|
|
|
|
|
|
||
|
|
|
||
|
|
Anasayfa - Güncel - Medya Haberleri - Dosyalar - Kültür-Sanat - Medya`dan - Etkinlikler Takvimi - Forum - Arsiv - Linkler - e-Posta |
|
|
|
|
Iletisim: |
|
|