|
|
|
|
|
|
|
Yücel Feyzioğlunun Karakullukçuya yazdığı muammalı mektubu yayınlıyoruz:
Yücel Feyzioglu, Herten Sayın
Ertuğ Karakullukçu, çocukluğum Karsta geçti. 0 zamanlar Türkler, Kürtler, Rus asıllı Malakanlar, Lezgiler, az sayıda da olsa Rumlar, Ermeniler barış içinde birlikte yaşarlardı. Çarlık döneminde iskan ettirilmış Alman köyü bile vardı Karsta. Her din, mezhep, inanç ve görüşten insanlarla içiçeydik. Kültürlerin kaynaştığı bir kentti ilimiz. Birbirimizden kız alıp verirdik. Ayırım yapmadan birbirine kirve olurdu insanlar... Bugün Almanyanın tartışmaya bile korktuğu çok kültürlü yaşamın tadına varırdık. lnancına, ırkına, görüşüne göre değil, insan olarak birbiriyle ilişki kurardı herkes. Biz çocuklar, çocuk olarak oynardık. Biçer makinemizin ustası Malakandı, dişçimiz Ermeni. Atlarımızın hamutlarını Rumlar yapardı. Rus usta olmadan dururdu değirmenimizin çarkları. Böyle bir çiçekli ortamda büyüdüm Sayın Karakullukçu. Uzun kış gecelerinde bir araya getirdik. Aşık otağları kurulur, aşıklar birbirine muamma sorardı. Tadına doyulmaz bir atışma başlar, muamma açıklandıktan sonra bin yıllık halk hikayeleri bir Çağlayan olup içimize akardı. Her halkın hikayesinden bir pasaj bulur; kültürel bir doyuma ulaşırdık. nedenle bütün halkları canım gibi sevdim, içimi burktu acıları; sevinçleri sevincim oldu. Bütün diller şarkı gibi geldi bana. Sonra
gün geldi, o güzel ortamı zehirlediler. Geçen yıl valilikten
emekli ettiğimiz MİTin kışkırtıcı
ajanı 1957de daha öğrenciyken Atatürkün doğduğu
Selanikteki eve bomba atarak azınlıklara karşı
saldırıları kışkırttı. 6-7 Eylül
yağmalama olayları Istanbulda böyle başladı.
Bir çok yöreye yayıldı. Araya küskünlük girdi. Dövüş-dava
girdi. Çekip gitti insanlar 1964e kadar. Mülklerine o kışkırtıcılar
kondular. Bu da yetmedi, son yirmibeş yılda K. Maraşta,
Çorum ve Sivasta kırımlar sahnelediler. Türklerle Kürtlerin
arasına kara bir diken gibi girdiler sonra. Sellerle kan aktı,
çocuklarımız barışı tanımadı. Silah
tüccarlarının dışında kimse kazançlı
çıkmadı bu kavgalardan. 40. baskıya ulaşan Bay
Pipo kitabını ve eski MİT ajanı Mahir Kaynakın
kitaplarını ve diğerlerini okursanız ve Erzincan
eski Valisi Recep Yazıcıoğlunun söylediklerini dinlerseniz
bunları MİT, Ozel Harp Dairesi, Kontrgerilla gibi devlet
kuruluşlarının örgütlediğini görürsünüz. Yazılarınızdan
bu nedenle tedirgin ve telaşlıyız Sayın Karakullukçu.
En uzlaşmaz çelişkileri barışçıl çözebiliriz.
Bilmediğimizi iddia ettiğiniz karşıtların
mücadelesi olan diyalektik unutmayın ki aynı zamanda karşıtların
birliği yasasıdır. Karşıt görüşler
çarpışırken, birlikte yaşamaya devam edeceklerini
asla unutmazlar ve karalamaya, yalana, kışkırtmaya
asla başvurmazlar. Kuzum siz diyalektik yasanın bile işinize
gelen cümlesini alıp gerisini kapı dışarı
ediyorsunuz. Altı
gün boyunca arkadaşlarımla benim hakkımda hak etmediğimiz
bir karalama kampanyası sürdürerek bizi tartışmaya
zorladınız. Gelin o eski geleneğe uyarak size şimdi
bir muamma sorayım. Eğer yanıt verebilirseniz tartışmayı
istediğiniz tonda yürütebiliriz. Yanıt veremezseniz sizi
tartışılacak gazeteci yerine koymayacağım. Muamma
basit: Aşağı iki şekil çizeceğim. İlkini
üç şekle böleceksiniz, üçü de aslına benzeyecek. Üstüste koyduğunuz
da çakışacaklar. İkincisini ise aslına benzer
dört şekle böleceksiniz. Onlar da çakışacak. Sonra
bütün sorularınıza yanıt vereceğim. Şekiller
şöyle: Sayın
Karakullukçu, Bu
önerimi sakın olumsuz olarak algılayıp sizi zeka testine
tabi tuttuğumu sanmayın. Bütün amacım sizi yarım
saatliğine günün monoton kargaşasından ve içinizdeki
bireysel çatışmalarınızdan uzaklaştırıp
daha soğukkanlı düşünmenizi sağlamaktır.
İsterseniz okurlarınız için de yayınlayabilirsiniz.
Çok güzel bir metottur. E-Mail ve telefonumu benden izin almadan yayınladınız,
elinizde var, yanıtınızı bekliyorum. Saygıyla. Kaynak:
Alevilerin Sesi Dergisi Sayı 42, Sayfa 32 |
|
|
|
|
|
||
|
|
|
||
|
|
Anasayfa - Güncel - Medya Haberleri - Dosyalar - Kültür-Sanat - Medya`dan - Etkinlikler Takvimi - Forum - Arsiv - Linkler - e-Posta |
|
|
|
|
Iletisim: |
|
|